• Boyun Fıtığı

BOYUN FITIĞI

Boyun fıtığı eski zamanlardan beri insanoğlunun günlük yaşantısını etkileyen ağrılı bir hastalık olarak medikal ve cerrahi birçok yöntem ile tedavi edilmeye çalışılmıştır. Bu tedavi yöntemleri her geçen gün kazanılan yeni bilgiler, edinilen güçlü tecrübeler ve ilerleyen teknolojik imkânlar ile gelişerek daha iyi sonuçlar elde edilmesine yol açmıştır.

Omurga, dikey yönde etki yapan vücut ağırlığı ve dış kuvvetlere karşı koymanın yanında, hareket fonksiyonunu da yürütmek durumundadır. Bu yüzden sabit kalmak ve hareketli olmak gibi çatışan iki özelliğe sahip olmalıdır. Bu ikili özellik, omurganın bölümlü yapısı ve omurlar arasındaki diskler tarafından sağlanır.

Diskler dikey yönde, yana eğilme ve dönme sırasında uygulanan kuvvetleri emerler.
İnsanoğlunun iki ayak üzerindeki duruşu da disk üzerine yansıyan kuvvetleri artırır. Sonuç olarak omurlar arasındaki diskler yaşla belirginleşmek üzere her insanda az ya da çok yıpranırlar. Yük emme yetenekleri ve dayanıklılıkları azalır, fıtıklaşma gelişebilir. Boynumuzun fazla ağırlık taşımamasına rağmen, hareketli yapısı nedeniyle bozulması ve disk fıtığı görülme sıklığı yüksektir.

Boyun bölgesinde her omur cismi hizasından çıkan sinirlerde kola ve sırta yayılarak, bu bölgelerin duyu ve hareketini sağlar. Omurgalar arasındaki disk dokusunun jelâtin kıvamındaki iç kısmının, daha kuvvetli bir bağ dokusundan oluşan dış kısmı yırtarak omurilik ve sinirlere bası yapması sonucu boyun fıtığı ortaya çıkar.

Genç yaşta daha sık görülüyor?
Mutlaka doktora başvurun
Omurganın hareketini korumak çok önemli
Ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilirsiniz 

Genç yaşta daha sık görülüyor?
Boyun fıtığı omurilik ve sinir köklerini etkileyen, en sık hayatın 30 ve 40’lı yaşlarında rastlanılan hastalık grubudur. Belirtileri fıtığın yerine, hastalığın süresine ve ciddiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Hastalar genellikle tek taraflı koluna doğru yayılan bir ağrıdan şikâyet ederler. Ağrı parmak uçlarına kadar yayılır ve uyuşma ile beraber olabilir. Ağrının yayıldığı kolda kuvvet kaybı olabilir. Hastalar ellerine aldıkları ağır cisimleri yere düşürmekten şikâyet ederler. Eğer baskı daha da ilerlerse yürüme güçlüğü ve dengesizlik de oluşur. Hatta hasta idrarını ve dışkısını tutamaz hale gelir.
Mutlaka doktora başvurun
Ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahatı ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekir. Detaylı öykü alma ve fiziksel muayenenin önemi çok büyüktür, sadece bunlarla tanı koymak bile mümkündür. Ama görüntüleme teknikleriyle de boyun fıtığının varlığını teyit etmek ve seviyesini saptamak gereklidir. Kesin teşhis için MR çektirilir.

Yapılan muayene ile sinir tahribatına ait bulgular yoksa hastaya mutlak yatak istirahati, ağrı kesici kullanımı ve fizik tedavi önerilir. Ancak sinir tahribatına ait bulguların mevcudiyetinde ve diğer tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı durumlarda cerrahi uygulanır.
Omurganın hareketini korumak çok önemli
Şikâyet oluşturan boyun fıtığına yapılan cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve boyun omurgasının biyomekanik fonksiyonunu (yük taşıyabilme ve hareket edebilme) korumaktır. Geleneksel cerrahi yöntemler geniş alanda normal doku tahribatına neden olur. Böylece omurilik ve sinir dokusu rahatlatılmakla beraber omurganın fonksiyonunun bozulmasına yol açar. Sonuçta hastaya, ek olarak kafes, plak-vida vs. ameliyatı yapılmasını zorunlu kılar. Omurganın fıtık seviyesindeki bölümünü hareketsiz hale getiren bu ameliyat tekniğinin süresinin uzun olması, fazla miktarda kan kaybı ve ameliyat sonrası ağrılı ve uzun iyileşme süreci, yüksek oranda başarısızlık, uzun vadede diğer disklerde fıtıklaşmalara yol açması bu yöntemlerin dezavantajıdır. Diğer yandan hareketli bölümü koruma amacıyla geliştirilen disk protezi de istenileni verememiştir. Uzun dönemde protezlerin hareket kabiliyetini kaybettikleri izlenmektedir.
Ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilirsiniz 
Radyolojik görüntüleme (MR) yöntemlerindeki gelişmeler boyun fıtığına yol açan yumuşak ve kemik dokuların ayrıntılı tespitinde çok faydalı olmuştur. Bizim uyguladığımız mikro cerrahi yönteminde 1,5 cm.lik cilt kesisi yapılır. Doğal doku planları kullanılarak disk mesafesine girilerek omurilik ve sinir dokuları rahatlatılır. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 3 saat sonra yürütülür ve ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilir. Hastanın boyunluk kullanmasına gerek kalmaz. Dikiş yoktur, 2 gün sonra pansuman çıkarılıp banyo yapılabilir. Ameliyat sonrası hastanın oturması, yürümesi, merdiven inip çıkması serbesttir. Ameliyattan 2 hafta sonra da egzersiz programı başlatılır.

Bu minimal invaziv cerrahi tekniği ile boyun fıtığı ameliyatlarında alınan sonuçlar son derece yüz güldürücüdür. Bu ameliyat tekniğini kanamanın olmaması, çok kısa sürede sosyal yaşantıya dönüş imkânı sağlaması ve ameliyat konforu nedeniyle hastaların çok korktukları diğer ameliyat tekniklerine oranla özellikle öneriyoruz.