• Bel Fıtığı

BEL FITIĞI VE TEDAVİSİ HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Bel fıtığı, eski zamanlardan beri yaşam kalitemizi olumsuz yönde en fazla etkileyen hastalıklardan biri olarak birçok yöntem ile tedavi edilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde hâlâ olması gerektiği gibi bilimsel bir yönlendirme yer almadığından, omurga sorunu olan hastalar üzerinde tedavi amacıyla maalesef tıbbi uygulamalar dışında birçok yöntem denenmekte ve bu yöntemler, hastaların ya uzun süre günlük yaşamdan uzak kalmasına yol açmakta veya kalıcı hasarların oluşmasıyla sakatlanmalarına neden olmaktadır. Modern tıbbi tedavi yöntemleri her geçen gün kazanılan yeni bilgiler, edinilen güçlü tecrübeler ve ilerleyen teknolojik imkânlar ile gelişerek çok iyi sonuçlar elde edilmesine olanak tanımıştır.
Bizi diğer canlılardan ayıran iki ayak üstünde yürüyebilme özelliğimizi sağlayan omurgamız vücut ağırlığı, yerçekimi ve dış kuvvetlere karşı koymanın yanında hareket fonksiyonunu da yürütmek durumundadır. Bu yüzden sabit kalmak ve hareketli olmak gibi birbirine zıt iki özelliğe sahip olmalıdır. Bu ikili özellik, omurganın bölümlü yapısı ve omurlar arasındaki diskler tarafından sağlanır. Diskler yaşla belirginleşmek üzere her insanda az ya da çok yıpranırlar. Yük emme yetenekleri ve dayanıklılıkları azalır. Aşırı kilolu olma, ağır kaldırma, ters hareket yapma gibi omurgayı yük altında bırakan etkenler sonucunda diskleri bir arada tutan bağ dokusunda gevşeme ve yırtılmalar sonucu disk kanala doğru yer değiştirir ve sinire bası yapar yani fıtıklaşma gelişebilir.


Bel fıtığı nasıl belirti verir?
Bel fıtığı hemen felç yapar mı?
Bel fıtığı tanısı nasıl konur?
Bel fıtığı nasıl tedavi edilir? Doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
Her hastaya ameliyat gerekir mi?
Hangi tip ameliyat?

Bel fıtığı nasıl belirti verir?
Bel ağrısından sonra başlayan, genellikle tek taraflı bacak ağrısı belirtisiyle ortaya çıkan bu hastalıkta erken teşhis normal yaşama bir an önce ve sağlıklıca dönebilmek açısından çok önemlidir. Ağrı uyuşma ile beraber olabilir. Ağrının yayıldığı bacakta kuvvet kaybı olabilir.
Eğer baskı ilerlerse veya uzun süre kalırsa sinir görevini yapamaz hale gelir, ilgili adalelerde felç başlar, yürüme güçlüğü ve dengesizlik de oluşur. Hatta daha ileride, hasta idrarını ve dışkısını tutamaz hale gelir. Beyin cerrahının görevi sinirde kayıplar olmadan önlem almaktır.
Bel fıtığı hemen felç yapar mı?
Nadir durumlar dışında sinirlerimizi koruyan mekanizmalar devreye girerek bizi olası zararlardan korur. Bel fıtığında olay ani geliştiği için sinirler olaya uyum sağlayamaz ve kanlanması bozularak ciddi ağrı duyumu ile bizi uyarır. Dikkate alınmaz veya yanlış yöntemlerde tedavi aranarak vakit kaybedilirse, zamanla önce ilgili adale grubunda kuvvette azalma sonrasında tam felç gelişebilir.
Bel fıtığı tanısı nasıl konur?
Her bel ve bacak ağrısı fıtık anlamına gelmemektedir. İnsanın hayat kalitesini olumsuz yönde en fazla etkileyen omurga eklemlerimizdeki sorunlar çok çeşitli nedenlere bağlı olabilir. Ancak ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahatı ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekir. Detaylı öykü alma ve fiziksel muayenenin önemi çok büyüktür, sadece bunlarla tanı koymak bile mümkündür. Ama görüntüleme teknikleri ile de bel fıtığının varlığını teyit etmek ve seviyesini saptamak gereklidir. Kesin teşhis için MR çektirilir. MR fıtık ile aynı şikâyetleri oluşturabilecek kist, kireçlenme, kemik erimesine bağlı omurga kırıkları, omurilik ve kemik tümörü gibi hastalıkları da gösterir.
Bel fıtığı nasıl tedavi edilir? Doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
Her tedavide olduğu gibi en basit olandan başlanıp basamaklar birer birer çıkılarak ilerlenir.

İlk olarak; 2-3 haftalık sıkı yatak istirahatı basit fıtıklaşmalarla birlikte olan şikâyetleri giderir. Fakat genel bilinenin aksine, tahta veya sert zeminde yatmak sırt ve bel bölgesinde ezilmelere ve ağrının artmasına neden olur. Kişi her zaman uyuduğu yatağında (tercihen yarı ortopedik) istirahat etmelidir. Burada amaçlanan belden yukarıda olan vücut ağırlığımızın baskısından belimizi kurtarmaktır. Nasıl ki ayak bileğimizi burktuğumuzda üzerine basmaktan çekiniyorsak aynı mekanizma ile bele yüklenmeyip onu dinlendirmek asıl gayedir. Hasta rahat ettiği şekilde yatabilir. Ancak yan yatıp ayaklarımızı karnımıza çekerek yani cenin pozisyonunda yattığımızda omurilik kanalı genişlediği böylece sinir üzerindeki baskı azaldığı ve sinirin kanlanması düzeldiği için ağrıyı geçirebiliriz. Ancak oluşan fıtığın büyüklüğü mekanizmaların sınırlarını aşıyorsa bu tedavi işe yaramayacaktır.

Çalışmıyor olsak bile otururken ayakta durduğumuzdan daha fazla yük (basınç) disklere, dolayısıyla bele yansımaktadır. Hastalar en şiddetli ağrıyı oturdukları yerden kalktıklarında hissederler. Bu nedenle mutlak yatak istirahatı yaparken genel ihtiyaçlar (yemek, tuvalet, vs.) için bile 20 dakikadan fazla sürekli oturulmamalıdır.

Hastalarıma omurga kırığı dışında korse takmayı kesinlikle önermiyorum. Zira korse bele binen yükü geçici çözüm olarak azaltmasına rağmen, bele destek olan adalelerin zayıflamasına yol açarak, bırakıldığında ağrıların çabuk tekrarlamasına ve bağımlılığa yol açmaktadır. Zaten fıtık oluşmasının ilk mekanizması bel ve karın kaslarımızın zayıf olması nedeniyle omurga üzerine binen yükün artmasıdır. Bu yüzden tercih etmemekteyiz.

Bele balık, bal, yumurta gibi yiyecek maddelerinin bağlanması veya sürülerek masaj yapılması, sülük yapıştırılması, bardak çekilmesi, hatta ve hatta hacamat denilen cildin kesilerek kan akıtılması, ciltten iğne ile dikiş ipliği geçirilmesi gibi maalesef hâlâ gördüğümüz bilinçsizce uygulanan, bilimsellik dışı uygulamaların tedavide yeri yoktur. Bu uygulamaların bir kısmı bel adalelerindeki kan dolaşımını arttırdığı için adale spazmında geçici çözülmeye ve rahatlamaya yol açmaktadır. Fıtık üzerinde kesinlikle hiçbir etkisi olmaz.

Bilimsellik dışı uygulamaların en tehlikelisi olan bel çektirme, bel fıtığı olan kişilere yapıldığında fıtığın kopmasına ve hasta için bacaklarının felç olması, idrar ve dışkısını tutamama, cinsel fonksiyonlarının sona ermesi tehlikesinin ortaya çıkmasına sebep olur.

Mutlak yatak istirahatı ile ağrılar geçince koruyucu önlem olarak bizim kültürümüze uymasa da zayıflama ve egzersiz programı oldukça yararlı olmaktadır. İstirahat tek başına yetmezse ek olarak ilaç ya da fizik tedavi yöntemleri de kullanılabilir. Bu da yetmezse sıra ameliyata gelir.
Her hastaya ameliyat gerekir mi?
Bel fıtığı tanısı konulan hastaların çok az bir kısmına ameliyat uyguluyoruz. Yapılan muayene ile sinir tahribatına ait bulgular yoksa hastaya mutlak yatak istirahatı, ağrı kesici kullanımı ve fizik tedavi önerilir. Ancak sinir tahribatına ait bulguların mevcudiyetinde veya diğer tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı durumlarda cerrahi uygulanır.
Hangi tip ameliyat?
Tercih “mikro cerrahi tekniği” ile doğal yapıyı en fazla koruyan ameliyat olmalıdır. Şikâyet oluşturan bel fıtığına yapılan cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve bel omurgasının hem yük taşıyabilme hem de hareket edebilme fonksiyonunu korumaktır. Geleneksel eski cerrahi yöntemler veya vida kullanılan ameliyatlar geniş alanda normal doku tahribatına neden olur. Böylece omurilik ve sinir dokusu rahatlatılmakla beraber omurganın fonksiyonunun bozulmasına yol açar. Bu ameliyat tekniklerinin süresinin uzun olması, ameliyat sonrası ağrılı ve uzun iyileşme süreci, uzun vadede tekrarlama oranının yüksek olması bu yöntemlerin dezavantajıdır.

Ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilirsiniz
Radyolojik görüntüleme (MR) yöntemlerindeki gelişmeler bel fıtığına yol açan yumuşak ve kemik dokuların ayrıntılı tespitinde çok faydalı olmuştur. Bizim uyguladığımız mikro cerrahi yönteminde 1,5 cm.lik cilt kesisi yapılır. Doğal doku planları kullanılarak disk mesafesine girilerek omurilik ve sinir dokuları rahatlatılır. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 3 saat sonra yürütülür ve ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilir. Hastanın korse kullanmasına gerek kalmaz.

Dikiş yoktur, 2 gün sonra pansuman çıkarılıp banyo yapılabilir. Ameliyat sonrası hastanın oturması, yürümesi, merdiven inip çıkması serbesttir. Ameliyattan 2 hafta sonra da egzersiz programı başlatılır ve çalışma hayatına dönebilir.

Bu minimal invaziv cerrahi tekniği ile bel fıtığı ameliyatlarında alınan sonuçlar son derece yüz güldürücüdür. Bu ameliyat tekniğini kanamanın olmaması, çok kısa sürede sosyal yaşantıya dönüş imkânı sağlaması ve ameliyat konforu nedeniyle hastaların çok korktukları diğer ameliyat tekniklerine oranla özellikle öneriyoruz.